Hikayem
Bir gün bir kuşkonmaz yedim ve o gün, hayatım değişmedi elbet…
En başından anlatmaya başlayacağım
Evet, o gün tabağımdaki kuşkonmazların görüntüsü ve lezzetine, yanındaki enfes ızgara et ile uyumuna bayıldım! Anadolu’nun geleneksel ve organik ürünlerini yurtiçi ve yurtdışında tüketici ile buluşturan kurumsal bir firmanın pazarlama müdürü olarak çalışıyordum o zamanlar. Amerika'da katıldığımız bir fuar çıkışı kutlama yemeğindeydik. İlk kez orada, o tabakla tanıştım kuşkonmazla... Aslında ilk görüşte aşk sayılmaz bizimki! Ege’de biz, kuşkonmazın yabanisini biliriz. Baharda kısa bir süre pazar tezgâhlarında tilkişen, tilki kuyruğu, sarmaşık gibi farklı isimlerle görünür. Otu ve yeşilliği bilen, bol tüketen Egeliler için tilkişen faydalıdır, dahası pek lezizdir. Hele üzerine şöyle iki yumurta çaktın mı…
Oysa o tabaktaki kuşkonmazlar daha başkaydı!
Dolgun, sulu, nasıl desem… Tek başına mükemmel!
Türkiye’ye döndüğümde yabani kuşkonmazın kültüre alınmış bu çeşitlerini araştırmaya başladım. Üretimi meşakkatli deniyor, sen ne etcen kuşkonmazı ceviz yap diyenler çıkıyor, anavatanı Anadolu coğrafyası olmasına karşın mutfağımızda yeri yok, nerde yetişir, nasıl pişirmeli… Kimse pek bilmiyor. Literatür yok, bilgi yok.
Ben üzerine mba’li falan işletme okumuşum, ne anlarım ziraattan… Bir yandan araştırıyorum, Hollanda ve İspanya’daki üreticilerden bilgi almaya çalışıyorum, çokça okuyup internette Asparagus’un izini sürüyorum, Türkiye’de kuşkonmazın en büyük üreticisi Nomad Tarım’ın Eskişehir Sarıcakaya’daki tarlalarında çalışıyorum, en çok da orada öğreniyorum; diğer yandan kendime tarla arıyorum, toprak analizleri yaptırıyorum. Bergama’dan, Torbalı’ya; Aydın’dan Dalaman’a tüm Ege’yi geziyorum. Her yer bereketli topraklar, tarım arazisi! Toprağı işleyen yok ama çok yıllık kiralamaya gelince, bana tarla yok…
O zamandan bugüne 8 yıldan fazla zaman geçmiş… Ben o gün bir yolculuğa çıktım, her anından büyük zevk aldığım…
İlk olarak Muğla Ortaca’da kendi de ismi gibi güzel, Güzelyurt Köyünde, Dalaman çayının hemen yanında, benim gördüğüm toprağı en iyi bilen, toprağa aşık adam Hasan Abi ile 2,5 dönüm arazide deneme üretimi yaptık. Ben toprakla, işte o zaman tanıştım! İlk kez avuçlarımın içi patladı; ilk gelen sürgünün toprağı çatlattığını gördüğümde hayatın mucizesine tanıklığım, aklımı başımdan aldı! Bizim toprak ve iklim, kuşkonmazı seviyor mu, bir sene boyunca deneme tarlamızda çalıştık, her anını gözlemledik. İlk hasadımızda, bizi başından beri destekleyen ailemizde öyle bir sevinç oldu ki, en şenlikli hasat festivallerini gölgede bırakır.
Önce 20, sonra ilave araziler derken bugün 40 dönüme ulaşan Elibelinde tarlalarını, Muğla’nın Yeşilçam Köyündeki komşularımla, tüm köyün kadınları ile birlikte 2015’ten bu yana işliyoruz. Bu süreçte ahırdan dönüştürdüğümüz damı; içinde soğuk odası bulunan bir paketleme tesisi yaptık.
2018’de, gıda güvenliğine uygun; çevre, hayvan ve insan sağlığını gözeterek sürdürülebilir üretim yaptığımızı onaylayan Tarım Bakanlığı’ndan İyi Tarım Uygulamaları Sertifikamızı aldık. Zirai ilaç ve kimyasal gübre kullanımını tamamen reddedip 2019 da Organik Tarım’a geçiş sürecimizi başlattık. 3 yıllık geçiş sürecini tamamladık ve sertifikalı olarak çevre ve doğayla dost sürdürülebilir organik tarım modelini benimsedik.
2020'de yeni girişimimiz Asparagus Tarım A.Ş. ile 210 dekar alanda ülkemizin tek seferdeki en büyük kuşkonmaz dikilişini gerçekleştirdik. Globalgap ve Grasp Sertifikasyon süreçlerini tamamladık. 2022 yılında kademeli başlayan hasatımız, tüm tarlanın tam verime ulaşacağı 2025 yılında 200 ton ürüne ulaşacak. Sözleşmeli üretim modeli ile bizm de dahil olduğumuz 50'ye yakın kuşkonmaz üreticisi, ürünlerimizi Nomad Tarım A.Ş. çatısı atında bir araya getirerek yerli kuşkonmazın ihracatına başladık.
2,5 dekar ile başlayan yolculuğumuz, 250 dekar alanda devam ediyor....
Üretmek bağımlılık yapan enfes bir doyum, sizlerle paylaşmak ise heyecanımızı katlayarak çoğaltan en büyük keyif!
Aslı Aksoy
Ocak 2024